karşı olan - Turco Inglés Diccionario

karşı olan

Significados de "karşı olan" en diccionario inglés turco : 9 resultado(s)

Turco Inglés
General
karşı olan averse adj.
karşı olan antipathetic adj.
karşı olan facing adj.
karşı olan antipathetical adj.
karşı olan opposite adj.
karşı olan antagonistic adj.
karşı olan dissentany [obsolete] adj.
karşı olan contrarious adj.
Archaic
karşı olan reluctant adj.

Significados de "karşı olan" con otros términos en diccionario inglés turco: 269 resultado(s)

Turco Inglés
General
dine karşı olan irreligionist n.
karşı olan kimse antagonist n.
karşı olan kimse critic n.
kabul olunmuş doktrinlere karşı olan kimse heretic n.
kiliseye karşı olan kimse dissident n.
hakim olan siyasi doktrinlere karşı gelen düşünce heresy n.
resmi kiliseye karşı olan kimse nonconformist n.
resmi kiliseye karşı olan akım nonconformism n.
toplum kurallarına karşı olan akım nonconformism n.
geleneklere karşı olan akım nonconformism n.
sendikalara karşı olan kimse nonunionist n.
evliliğe karşı olan kişi agamist n.
ırksal dengeyi sağlamak üzere öğrencilerin uzak okul bölgelerine taşınması uygulamasına karşı olan kimse antibuser [us] n.
entelektüel görüşlere karşı olan kimse anti-intellectual n.
sosyalliğe karşı olan kimse antisocialist n.
başkalarının duygularına karşı çok hassas olan ve empati yeteneği çok gelişmiş kimse empath n.
hayvanlar üzerinde deney yapılmasına karşı olan kimse bestiarian [uk] n.
bir şeye karşı aşırı tutkusu veya düşkünlüğü olan kimse maniac n.
başkasına karşı yükümlü olan kimse obligee n.
siyasi ve entelektüel alanlarda açıklık ve şeffaflığa karşı olan kimse obscurant n.
karşı olan kimse opposite n.
(duygusal, ilkesel sebeplerle) bir şeye karşı olan kimse foe n.
birine karşı olan borcu ödemek settle up with someone v.
düşmana karşı kaçınılmaz olan saldırıyı başlatmak unleash an attack against the enemy v.
düşmana karşı kaçınılmaz olan saldırıyı başlatmak unleash an attack on the enemy v.
düşmana karşı kaçınılmaz olan saldırıyı başlatmak unleash an attack upon the enemy v.
(birine/bir şeye olan/karşı) saplantısından vazgeçmek/kurtulmak drop one's obsession with v.
alacaklıları bir borçlunun mal varlığına karşı olan hak önceliğine göre sıralamak marshal v.
alacaklıları bir borçlunun mal varlığına karşı olan hak önceliğine göre sıralamak marshall v.
kabul olunmuş doktrinlere karşı olan heretical adj.
karşı karşıya olan subject adj.
suya karşı meyili olan desiccant adj.
papaz sınıfına karşı olan anticlerical adj.
karşı karşıya olan affrontee [obsolete] adj.
dört ana renge karşı hassas olan tetrachromatic adj.
önyargıya karşı olan antibias adj.
ırksal dengeyi sağlamak üzere öğrencilerin uzak okul bölgelerine taşınması uygulamasına karşı olan antibusing [us] adj.
özgün düşünceye karşı olan anticreative adj.
yaratıcılığa karşı olan anticreative adj.
entelektüel görüşlere karşı olan anti-intellectual adj.
okuryazarlığa karşı olan antiliterate adj.
maço davranışlara karşı olan antimacho adj.
marihuana kullanımına karşı olan antimarijuana adj.
modern davranışlara karşı olan antimodern adj.
halk meselelerine karşı olan antipopular adj.
nesli tükenme riskiyle karşı karşıya olan endangered adj.
caza karşı ilgili ve duyarlı olan hip adj.
düğme takmaya karşı dini çekinceleri olan hook and eye adj.
şiddetle karşı olan loth (to) adj.
entelektüel ilerleme ve siyasi reforma karşı olan obscurant adj.
herkese ve her şeye karşı nazik ve cömert olan omnibenevolent adj.
tehlikeye karşı savunmasız olan compromising adj.
savaşa karşı olan pacifist adj.
köklü veya esaslı değişimlere karşı olan conservative adj.
bir kültüre karşı ön yargılı olan culturist adj.
karşı konumda olan syzygial adj.
karşı karşıya olan inferior to prep.
karşı karşıya olan subordinate to prep.
karşı karşıya olan subject to prep.
Phrases
(roma katolik kilisesi'nde) görevi azizleştirme veya kutsallaştırmaya karşı çıkmak olan kilise yetkilisi devils advocate n.
Colloquial
(birine karşı olan) cinsel isteğini açıkça göstermek/belli etmek get fresh (with somebody) v.
birisine veya bir şeye karşı üstün olan one-up adj.
1994-2011 arasında abd'de yürürlükte olan ve eşcinsellerin orduda görev almalarını yasaklayan fakat cinsel yönelimini gizli tutanlara karşı da ayrımcılığı önleyen bir kanun don't ask, don't tell, don't harass, don't pursue expr.
Idioms
birbirine karşı çok nazik olan iki kişi alphonse and gaston n.
(hristiyan) kilise öğretilerine karşı olan kimse autem prickear [obsolete] n.
bir meseleye karşı olan iki farklı yaklaşım two sides of a shield n.
körü körüne ilerlemeye ve değişime karşı olan kimse dame partington and her mop n.
(birine/bir şeye) karşı olan tutumunu/hareketlerini yüz seksen derece değiştirme about-face (on someone or something) n.
(birine/bir şeye) karşı olan tutumunu/hareketlerini yüz seksen derece değiştirme about-face (on someone or something) n.
(bir şeye) karşı olan tutumunu/hareketlerini yüz seksen derece değiştirme about-face on (something) n.
kendine nazaran çok güçlü olan biriyle karşı karşıya gelmek catch a tartar v.
egemen olan görüşe karşı gelmek swim against the tide v.
(birine karşı olan) cinsel isteğini açıkça göstermek/belli etmek get fresh with (one) v.
(birinin bir şeye) karşı olan ilgisini/arzusunu tetiklemek give (someone) an itch for (something) v.
(birinin bir şeye) karşı olan ilgisini/arzusunu tetiklemek give (someone) the itch for (something) v.
(birinin bir şey yapmaya) karşı olan ilgisini/arzusunu tetiklemek give (someone) an itch to (do something) v.
(birinin bir şey yapmaya) karşı olan ilgisini/arzusunu tetiklemek give (someone) the itch to (do something) v.
(bir şeye) karşı olan tutumunu/hareketlerini yüz seksen derece değiştirmek have about-face on (something) v.
(birinin bir şeye) karşı olan ilgisini/arzusunu tetiklemek give (someone) an itch for (something) v.
(birinin bir şeye) karşı olan ilgisini/arzusunu tetiklemek give (someone) the itch for (something) v.
Trade/Economic
aynı türden birden fazla finansal araç satın alındığında riskin arttığı, döviz kuru riskine karşı vadeli piyasalarda işlem yapmanın tam tersi olan işlem texas hedge n.
altların üstlerine karşı olan görevleri responsibility n.
grup üyelerinin birbirlerine karşı olan duygularının ölçülmesi sociometry n.
karşı başlatılacağı bildirilmiş olan dava litigation ... threatened against n.
tüketiciliğe karşı olan anticonsumer adj.
ekonomik büyümeye karşı olan antieconomic adj.
ticarete karşı olan antimarket adj.
firma ya da şirketlerin birleşmesine karşı olan antimerger adj.
aşırı petrol spekülasyonuna karşı olan antispeculation adj.
para yardımına karşı olan antisubsidy adj.
sendikalara karşı olan antiunion adj.
ekonomik döngüye karşı olan contracyclical adj.
Law
bir davada karşı tarafa yardımcı olan kanıt sunan tanık hostile witness n.
bir davada karşı tarafa yardımcı olan kanıt sunan tanık adverse witness n.
davacının dava konusu olan birşey üzerinde bir hak iddiasında bulunan kişiye karşı açtığı dava action to quiet title n.
görevini yapmakta olan memura karşı gelme deforcement n.
herkese karşı kabili dermeyan olan hak absolute right n.
ikametgahı belli olan bir şahsa karşı yapılan haciz domestic attachment n.
kürtaj, embriyo deneyi gibi uygulamalara karşı olan kimse right-to-lifer [us] n.
ötenazinin yasallaşmasına karşı olan kimse right-to-lifer n.
şahsi olmayıp eşyaya karşı olan dava in rem n.
şahsa bağlı olmayıp herkese karşı geçerli olan (hak) real adj.
Politics
avrupa birliği'ne karşı olan ingiliz vatandaşı eurosceptic n.
abd hükümetinin, terör, kargaşa, isyan ve savaş gibi risklerle karşı karşıya kalmakta olan memurlarına vediği) ek risk/tehdit maaşı danger pay n.
nazilere karşı mücadele vermiş olan fransız direnişçi maquis n.
her türlü devlet yönetim şekline karşı olan kimse antarchist n.
seçkinlerin devleti idaresine karşı olan kimse(ler) antielite n.
liberalizme karşı olan kimse antiliberal n.
liberalizme karşı olan siyasi ideoloji antiliberalism n.
liberalizme karşı olan kimse antilibertarian n.
ingiltere'nin avrupa birliği'ne katılmasına karşı olan kimse antimarketeer [brit] n.
monarşiye karşı olan kimse antimonarchist n.
cumhuriyetçiliğin ilke ve uygulamalarına karşı olan kimse antirepublican n.
avrupa birliği ile yakın ilişki kurmaya karşı olan kimse eurosceptic n.
(apartheid sırasında) hükümet politikasındaki liberal trendlere karşı olan afrikaner milliyetçisi verkrampte n.
(apartheid sırasında) hükümet politikasındaki liberal trendlere karşı olan afrikaner milliyetçisi verligte n.
ikinci dünya savaşı'nda fransa'nın işgali sırasında nazilere karşı mücadele vermiş olan gizli bir fransız direniş hareketi maquis n.
ikinci dünya savaşı'nda fransa'nın işgali sırasında nazilere karşı mücadele vermiş olan gerilla savaşçısı maquisard n.
italya'nın çalışma ve dış politikalarına karşı olan yunanistan'da kurulan aşırı solcu gizli bir örgüt revolutionary proletarian nucleus n.
değişime karşı olan siyasi parti conservative party n.
(eskiden) abd'de 1948 yılında demokratlar tarafından kurulup harry s. truman'ın adaylığına karşı olan bir siyasi parti dixiecrats n.
(eskiden) abd'de 1948 yılında demokratlar tarafından kurulup harry s. truman'ın adaylığına karşı olan bir siyasi parti states' rights democratic party n.
kiliseye, ruhban sınıfına veya bunların halk üzerindeki etkisine karşı olan anticlerical adj.
her türlü devlet yönetim şekline karşı olan antarchistic adj.
güney afrika cumhuriyeti'nde beyaz olmayan ırklar arasında yasal ayrım politikasına karşı olan antiapartheid adj.
güney afrika cumhuriyeti'nde beyaz olmayan ırklar arasında yasal ayrım politikasına karşı olan anti-apartheid adj.
uyuşturucuya karşı olan antidrug adj.
monarşiye karşı olan antimonarchic adj.
monarşiye karşı olan antimonarchical adj.
monarşiye karşı olan antimonarchist adj.
nazi ideolojisine karşı olan anti-nazi adj.
siyasi partilere karşı olan antiparty adj.
siyasi prensiplere karşı olan antipolitical adj.
dini fikir, inanç ve örgütlere karşı olan antireligious adj.
cumhuriyetçiliğin ilke ve uygulamalarına karşı olan antirepublican adj.
(özellikle devlet yönetiminde) gizliliğe karşı olan antisecrecy adj.
aşırı hükümet harcamalarına karşı olan antispending adj.
hükümetin devrilmesine karşı olan antisubversion adj.
hükümetin devrilmesine karşı olan antisubversive adj.
sosyal yardım ödemelerine karşı olan antiwelfare adj.
avrupa birliği ile yakın ilişki kurmaya karşı olan euro-sceptic adj.
ingiliz iç savaşı'nda krala karşı olan meclise ait parliamentary adj.
ingiliz iç savaşı'nda krala karşı olan meclise mensup parliamentary adj.
ingiliz iç savaşı'nda krala karşı olan meclisi destekleyen parliamentary adj.
leşker-i tayyibe'nin silahlı kanadı olduğu, 1989'da abd'nin misyoner gruplarına karşı pakistan'da kurulmuş olan sünni bir örgüt mdi (markaz-ud-dawa-wal-irshad) abrev.
Industry
sendikaya karşı olan yellow-dog adj.
Insurance
bir işin karlılığında maddi etkisi olan kilit adamın ölümü veya sakatlanması sonrasında meydana gelen zarara karşı yapılan sigorta keyman insurance n.
Advertising
reklam panolarına karşı olan antibillboard adj.
Technical
arızalara karşı otomatik tertibatı olan mekanizma fail safe n.
teknolojik cihazların kullanımına karşı olan antitechnology adj.
bir teoriye karşı olan antitheoretical adj.
silindirleri karşı karşıya olan vis-à-vis prep.
Telecom
elektromanyetik gürültüye karşı olan bağışıklık immunity to electromagnetic disturbance n.
Aeronautic
arızalara karşı otomatik tedribatı olan fail safe adj.
Marine
başı rüzgara karşı olan (gemi) head to wind adj.
Medical
karşı tahriş edici ve diüretik madde olan kantaridin yanlış kullanımından oluşan toksik durum cantharidism n.
bilhassa tümör hücrelerine karşı zehirleyici özellikte olan, deneysel kanser tedavisinde kullanılan hücre lak cell n.
kauçuk özelliği gösteren fakat aşırı sıcaklıklara karşı daha dayanıklı olan ve polimerik silikon içeren bir madde grubunun marka adı silastic n.
uzun süreli etki eden virüslere karşı olan antiretroviral adj.
yuvarlak solucanlara ve kıl kurtlarına karşı etkili olan antiscoletic adj.
ağrıya karşı aşırı duyarlı olan hyperalgesic adj.
Psychology
erkeklerde görülen, karşı cinsteki ebeveyni sahiplenip kendi cinsinden olan ebeveyni saf dışı etme isteği oedipal complex n.
erkeklerde görülen, karşı cinsteki ebeveyni sahiplenip kendi cinsinden olan ebeveyni saf dışı etme isteği oedipus complex n.
Physiology
bir uyarana karşı aşırı duyarlı olan hyperirritable adj.
bir uyarana karşı aşırı hassas olan hyperirritable adj.
Pathology
bir şeye karşı hassas olan kimsede teması takiben dakikalar içinde ortaya çıkan alerjik reaksiyon type I allergic reaction n.
bir şeye karşı hassas olan kimsede teması takiben dakikalar içinde ortaya çıkan alerjik reaksiyon immediate allergy n.
bir şeye karşı hassas olan kimsede teması takiben dakikalar içinde ortaya çıkan alerjik reaksiyon atopic allergy n.
bir şeye karşı hassas olan kimsede teması takiben dakikalar içinde ortaya çıkan alerjik reaksiyon atopy n.
Pharmaceutics
yuvarlak solucanlara ve kıl kurtlarına karşı etkili olan, mantar önleyici bir ilaç thiabendazole n.
yuvarlak solucanlara ve kıl kurtlarına karşı etkili olan ilaç anthelmintic n.
yuvarlak solucanlara ve kıl kurtlarına karşı etkili olan ilaç helminthic n.
yuvarlak solucanlara ve kıl kurtlarına karşı etkili olan ilaç vermifuge n.
yuvarlak solucanlara ve kıl kurtlarına karşı etkili olan ilaç anthelminthic n.
çeşitli mantarlara karşı etkili olan antibiyotik ilaç antimycin n.
hastalığın tekrarlayan nöbetlerine karşı etkili olan ilaç veya madde antiperiodic [obsolete] n.
çeşitli enfeksiyonlara karşı etkili olan tetrasiklinden üretilen bir antibiyotik vibramycin n.
herpes simplex ve varisella zoster virüslerine karşı etkili olan antiviral bir ilaç vidarabine n.
çeşitli virüslere karşı etkili olan bir antiviral ilaç markası ribavirin® n.
soğuk algınlığına karşı etkili olan anticatarrhal adj.
hastalığın tekrarlayan nöbetlerine karşı etkili olan antiperiodic [obsolete] adj.
Physics
filojiston kuramına karşı olan kimse antiphlogistian n.
Biology
holotipin karşı cinsi olan biyolojik örnek allotype n.
holotipin karşı cinsi olan biyolojik örnek allotypy n.
holotipin karşı cinsi olan biyolojik örnekle ilgili allotypic adj.
Zoology
batı afrika'ya özgü, soyu tükenme tehlikesiyle karşı karşıya olan büyük bir ceylan mhorr n.
batı afrika'ya özgü, soyu tükenme tehlikesiyle karşı karşıya olan büyük bir ceylan nanger dama n.
batı afrika'ya özgü, soyu tükenme tehlikesiyle karşı karşıya olan büyük bir ceylan gazella dama n.
olası düşmanlarına karşı renk gibi özel savunma mekanizmasına sahip olan canlı aposematic adj.
Botanic
kuzey amerika ve avrupa'da görülen, rizomlarındaki ve saplarındaki yağ reçinesi tenyalara karşı etkili olan bir eğrelti otu male fern n.
kuzeybatı ve orta avustralya'da yetişen ve kerestesi termitlere karşı dirençli olan bir ağaç desert oak n.
karşı karşıya yaprakları olan adversifoliate adj.
ercik organları yaprakların karşı tarafında olan antipetalous adj.
Agriculture
dar izli tekerlekli tarım veya orman traktörlerinin sürücü koltuğu önüne yerleştirilmiş olan devrilmeye karşı koruma çerçevesi roll-over protection structures mounted in front of the driver's seat on narrow-track wheeled agricultural and forestry tractors n.
dar izli tekerlekli tarım veya orman traktörlerinin sürücü koltuğu önüne monte edilmiş olan devrilmeye karşı koruma çerçevesi roll-over protection structures mounted in front of the driver's seat on narrow-track wheeled agricultural and forestry tractors n.
böcek ilacı kullanımına karşı olan antipesticide adj.
mahsulün hastalığa karşı direncini artırmak için sıralar halinde olan (ekin çeşitliliği) multiline adj.
Tobacco
tütün tüketimine karşı olan kimse antismoker n.
tütün tüketimine karşı olan antismoking adj.
tütün tüketimine karşı olan antitobacco adj.
Fishery
balina avcılığına karşı olan antiwhaling adj.
Social Sciences
araştırmalarda canlı hayvan kullanımına karşı olan kimse antivivisectionist n.
hayvanlar üzerinde deney yapılmasına karşı olan kimse antivivisectionist n.
tüketim çılgınlığına karşı olan ve bu amaçla kaynakların minimum seviyede kullanılması gerektiğini savunan düşünce biçimi freeganism n.
tüketim çılgınlığına karşı olan ve bu amaçla kaynakların minimum seviyede kullanılması gerektiğini savunan görüş freeganism n.
kürtaj hakkına karşı olan kimse antichoicer n.
adetlere karşı olan kimse antiritualism n.
cinsiyetçiliğe karşı olan kimse antisexist n.
cinsel ilişkiye karşı olan kimse antisexual n.
herhangi bir cinsiyete karşı çekim duymaya açık olan kimse pansexual n.
kürtaj hakkına karşı olan antichoice adj.
kürtaj hakkına karşı olan anti-choice adj.
adetlere karşı olan antiritualism adj.
ayrımcılığa karşı olan antisegregation adj.
insanlar arasındaki cinsel ilişkiye karşı olan antisex adj.
cinsiyetçiliğe karşı olan antisexist adj.
cinsel ilişkiye karşı olan antisexual adj.
köleliğe karşı olan antislavery adj.
toplumsal şiddete karşı olan antiviolence adj.
History
ingiliz kilisesine karşı olan kimse recusant n.
iskoç ayrılık kiliseleri'ndeki auld lichts'e karşı gönüllülük ilkesini destekleyen iki partiden birinin üyesi olan kimse new light n.
eyalet sistemine karşı olan kimse antifederalist [us] n.
eyalet sistemine karşı olan kimse anti-federalist n.
(eskiden new york'ta) kira ödenmesine karşı olan partinin destekçisi kimse antirenter n.
1770'lerde north carolina'daki yöneticilerin şiddet içeren yöntemlerine karşı olan bir grubun üyesi moderator n.
arjantin'de 1976-82 hükümetine karşı olan solcu gerilla grupları ve muhaliflere karşı yürütülen bir askeri harekat dirty war n.
özellikle fransa'da fransız devrimi sırasında ilan edilen vatandaşlık doktrinlerine karşı olan anticivic adj.
klasik dönem modasına karşı olan anticlassical adj.
tarihsel araştırma yöntemlerine karşı olan antihistorical adj.
köleliğin kaldırılmasına karşı olan proslavery adj.
Religious
ikinci evliliğe ve tövbekarların günahların bağışlanmasına karşı olan, montanizm kökenli bir hristiyan doktrin tertullianism n.
pazar gününün tatil olmasına karşı olan hristiyan mezhebi antisabbatarian n.
tanrı inancına karşı olan kimse antitheist n.
resmi kiliseye karşı olan bazı hristiyanlık mezheplerinin şapeli bethesda n.
çileciliğe ve meryem'in bekaretine karşı çıkan 4. yüzyılda yaşamış rahibin taraftarı olan kimse jovinianist n.
radikal bir düalizm barındıran maniheizm benzeri kabul olunmuş doktrinlere karşı olan herhangi bir felsefe manichaeism n.
anglikan kilisesine karşı olan hristiyanların cemaati meeting [uk] n.
anglikan kilisesine karşı olan hristiyanların ibadethanesi meeting [uk] n.
sapkınlığa karşı olan yazar heresiologist n.
resmi kiliseye karşı olan akım dissent n.
anglikan kilisesine karşı olan hristiyan sectary n.
kilisesinin inanç ve uygulamalarına karşı olan antichurch adj.
hristiyanlara karşı olan antichurch adj.
mezheplere karşı olan anticult adj.
tanrı inancına karşı olan antitheistic adj.
Philosophy
mekanik felsefeye karşı olan kimse antimechanist n.
doğal bir düzende uyum içinde yaşamaya karşı olan antilife adj.
Environment
kentsel hayata karşı olan antiurban adj.
Military
nükleer silahları eşit derecede yıkıcı olan süper güçlerin birbirlerine ve karşı tarafın müttefiklerine saldırmaktan kaçınacağı teorisi mad (mutual assured destruction) n.
gerilla faaliyetine karşı olan antiguerrilla adj.
mayın kullanımına karşı olan antimine adj.
Hunting
kaçak avcılığa karşı olan antipoaching adj.
Sport
spora karşı yeteneksiz olan nonsporting adj.
rakip takıma karşı sayıca avantajlı durumda olan odd-man adj.
Football
futbol takımının uç oyuncusunun karşı tarafında olan hücum çizgisi tarafı weak side n.
Music
caza karşı ilgili ve duyarlı olan hep adj.
Mythology
(yunan mitolojisinde) atalanta'nın oğlu ve thebai'ye karşı yediler'den biri olan kahraman parthenopaeus n.
Abbreviation
resmi kiliseye karşı olan kimse noncon (nonconformist) n.
Archaic
kiliseye karşı olan kimse discrepant n.
Slang
birçok konuda uzman olan iyi dans eden karşı cinsle konuşma konusunda iyi olan kişi brofessional n.
bacaklara karşı bir zaafı/düşkünlüğü olan adam leg man n.
kadınların memelerine karşı bir zaafı/düşkünlüğü olan adam tit-man n.
kadınların memelerine karşı bir zaafı/düşkünlüğü olan adam tits-man n.
kadınların memelerine karşı bir zaafı/düşkünlüğü olan adam t-man n.
yasadışı marihuana tüketimine karşı olan antipot adj.
marihuana kullanımına karşı olan antiweed adj.
sıkça sorulan sorular arasında olan bir soruyu tekrar soran birine karşı sinirle söylenen bir ifade read the fucking faq [rtff] expr.
Modern Slang
beyazların üstünlüğünü savunan ve demokratik yöntemlere karşı olan amerikan vatanseveri all-american patriot n.
herhangi bir cinsiyete karşı çekim duymaya açık olan kimse allsexual n.